GELECEKTE DAHA ÇOK KAZANMAK!
Fatih Köse
13 Ekim 2020
0
Eğitim Eğmek fiilinden gelir. Ülkemizde
bir çocuğu 12 Yıl eğip bükmek mecburidir.
Çocuğun etini kemiğini
öğretmene emanet eder, adam olmasını isteriz.
Bizde monolog , tek taraflıdır.
Eğecek olan kişi eline alır şırıngayı eğilecek olana sürekli iğne yapar. Müfredatta
ne varsa boca eder.
Eğitilen hastadır. İyileşmesi
beklenir. Her hastaya aynı ilaç verilir.
Herkesten 100 metre koşması,
ağaca tırmanması, derinlere dalması, hep bir numara olması istenir. Yarışı tamamlamamaktan
ziyade birinci olmaktır önemli olan.
Balıkta olsan koşmak, koşucuda
olsan yüzmek zorundasındır.
EĞİTİŞİM. O da ne?
Beraber birlikte öğrenmenin,
sadece sınıfta değil her zaman, her yerde eğitimin olabileceğinin farkına varmayız
ya da şartlar buna pek müsait değildir.
Sanayi devrimi ile kurulan
fabrikalarda sorun çıkarmayan mühendislere, teknisyenlere, idarecilere ihtiyaç
doğdu. Bu ihtiyacı gidermek için kurulan modern eğitim sistemi çocukları esir
aldı.
Sadece Türkiye’de değil bütün
dünyada ailesinden küçük yaşta koparılan çocuklar, bazen tek tip kıyafet
içinde, bazen yanaşık düzen disiplini ile beraber ‘GELECEKTE DAHA ÇOK
KAZANMAK’ idealine ulaşmak üzere ‘BESİ’ye çekildi, çekiliyor.
Köyünden, mahallesinden,
topraktan, anne babasından uzaktaki çocuk ileride “ KONFORLU BİR HAYAT YAŞAMAK ” için en temel
hayatta kalma becerilerinden habersiz büyüyor. Çorabını dikemez, çamaşırını
yıkayamaz. Basit mutfak kurallarından, tamirden, idareden, tasarruftan haberi
olmaz.
Onun önünde aşması gereken
hedefler sınavlarıdır. Ona kültürünü, tarihini ve tecrübelerini aktaracak
büyükanne büyükbabadan uzakta büyür. Pazar alışverişi yapamaz, adres bulamaz,
dilekçe yazamaz, bulaşık yıkayamaz, sabırla bekleyemez, küçüğünün karnını
doyuramaz, büyüğüne yardımcı olamaz.
Çünkü o artık “GELECEKTE DAHA
ÇOK KAZANMAK” için hayatı yaşamaktan istifa ettirilmiştir. Bütün aile bu
idealin gönüllü kölesi olarak binbir fedakarlığa katlanarak çocuğu hayattan uzaklaştırır.
Yüzbinlerce çocuktan binlercesi
iyi iş bulur, çok kazanır. Bunlar kendileri için yapılan fedakârlıkları
umursamaz. O ondan istenileni yapmıştır.
İyi iş bulamayıp, çok
kazanamayan diğer yüz binler ise internet kafelerde, kahvehanelerde, kafelerde
yaşamaya başlar. Beklentiler boşa çıkmış, psikolojik baskı günden güne
artmıştır. Çok iyi bir mobilya ustası ya da çiftçi olabilecekken ‘GELECEKTE
DAHA ÇOK KAZANSIN’ diye yarıştırılarak feda edilen koşması istenen balıklar,
yüzmesi istenen koşucular çaresizdir.
4+4+4 diye özetlenebilecek
eğitim sisteminin zorunlu olması çocuklarımızı bizden alıyor.
Hayatı, kendini, ailesini ve
Onu yaratanı tanımayan, bunları anlamayan anlamadığı için anlamlandıramayan bir
nesil yetiştiriyoruz.
Hayatı ezberle, puan al,
rekabetin hazzını yaşa, sadece sayısal başarıyı elde et senden iyisi yok diye
anlayan çocuklarımızı nasıl kurtaracağız?
Çok iyi matematik bilen bir
çocuk annesini hizmetçi, babasını bir para ağacı olarak görüyorsa matematik
bilmesinin ne önemi var?
Çocuklarımız tıpta okuyor ama
sokakta yanından geçen bir bayana omuz atıp yumrukluyor!
Kurs – TEOG-TYT/AYT arası
internet kafede strateji oyunları ile kelle koparıp, ortalığı kan gölüne
çeviren çocuklarda acıma, merhamet, paylaşma, diğerkam olma hisleri nasıl
oluşacak?
Eğitim sistemimizi kendi
hakkına odaklanmış sorunlu insan yetiştirmekten çıkarıp, toplumun hukukuna
odaklanmış sorumlu insanı yetiştirebilir hale nasıl ve ne zaman getireceğiz?
Akademik yönü kuvvetli olmayan
çocukları 17 yaşına kadar okullarda heba etmemeli, becerilerine göre çeşitli
mesleklere sevk edebilmeli, alanları ile ilgili özel eğitimlere
yönlendirebilmeliyiz.
Diğer yazılar için tıklayınız...
ETİKETLER: EĞİTİM ÇOK KAZANMAK
YORUM YAP
E-mail adresiniz yayınlanmayacaktır.