ZAVALLI İSVEÇLİLER
Fatih Köse
15 Ekim 2020
0
Oğlumun oyuncakları birikmişti.Kullanılmış ama yeni olmalarına rağmen zihninde eskidiklerinden yenilerini almak, eskilerinden kurtulmak gerekiyordu.Başka çocuklar da bu oyuncakları oynayabilir diye düşünüp eski oyuncakları bir sergide satmayı, bazılarını hediye etmeyi, kazandığı para ile yeni oyuncak almaya karar verdik.
Kullandığı şeylerin bir başkası için yeni olabileceğini, daha özenli kullansaydı belki daha değerli kalabileceğini anlayacak, kendisi için faydası kalmamış bir ürünü değerlendirmeyi, ticareti, pazarlığı, paylaşmayı, hediye vermeyi tecrübe edecek ve nihayet yeni bir oyuncağı emek vererek kendi kazandığı para ile alarak paranın zor kazanıldığını öğrenecek ve aldığı şeyleri daha dikkatli kullanabilecekti.
Ivan İllich’in Okulsuz Toplum kitabında okul dışında da eğitimin mümkün olduğunu da anlatır. Okullarda istediğiniz kadar tasarruftan, israftan, tutumluluktan bahsedin. Bir sergide kendi eskilerini satan çocuğa bundan daha iyi tasarruf eğitimi veremezsiniz.
Haydi bakalım deyip oyuncakları topladık. Üzerlerine fiyat etiketlerini bastık ve bir Cumartesi günü Nasrullah Meydanına oyuncak sergisini açtık.
Küçük çocuklar annelerini ellerinden çekiştirerek sergimize zorla getiriyorlardı. Fiyatlar çok uygun olmasına rağmen veliler pazarlık yapıyordu. Oğlum bana bakıyordu. Ben karışmam istediğin fiyata ver. İstersen hediye et diyordum. İnanın oyuncaklar kapış kapış gidiyordu. Bazı veliler çocuğuna “Bak senin de bir sürü oyuncağın var, biz de satıp yenisini alalım mı?” diyordu.
Nihayet bir zabıta arkadaş düdüğü çalarak geldi ve sergiyi toplamamızı istedi.
İşportacı değildik. İhtiyacımız da yoktu. Çocuk bir şeyler başarsın istedim. Bir iki saat olsun müsaade etmesini istedim ama nafile! Kendince haksız rekabetin önüne geçiyordu. Canı sağ olsun. Zabıta kendine söyleneni yapıyordu.
Oğlum hem zabıtanın ne işe yaradığını hem de her istediği yerde istediği şeyi satamayacağını öğrenmiş oldu. Belki bir gün öğretmenler, idareciler, Belediye yetkilileri çocuklara özel SECOND HAND (İkinci El) Sergisi açma izni vererek çocuları teşvik ederler.
İsveç’te ve belki birçok Avrupa Ülkesinde yüzlerce SECOND HAND (İkinci El) mağazası var. İnanılması gerçekten güç. Düşünün, dünyanın kişi başına düşen Milli Geliri sıralamasında 60 bin doların üzerinde bir rakamla sekizinci sırasındaki İsveç’ten bahsediyoruz. İnsanlar utanmadan, sıkılmadan son derece şık ikinci el mağazalarından alışveriş yapıyorlar.
İsveç’te aynı zamanda insanlar kullanmadıkları eşyaları sergileyerek satıyorlar. Bu insanlar muhtaç değil. Aç, açıkta değil. Fakat kullanmadıkları eşyaları başkalarının istifadesine açarak israf etmiyorlar. Bu muhtemelen çocukluktan itibaren yerleşmiş bir kültür. Dünyanın en zengin, en müreffeh sekizinci ülkesinde yaşayan insanlar israf etmiyor.
Darısı biz Müslümanların başına. İnşallah bir gün ayıp, günah zannettiğimiz şeylerin ayıp, günah olmadığını anlarız.
FATİH KÖSE
Çünkü saçıp-savuranlar, şeytanın kardeşleri olmuşlardır; şeytan ise Rabbine karşı nankördür. İsra Suresi, 27. Ayet
Diğer yazılar için tıklayınız...
ETİKETLER: TASARRUF İKİNCİ EL SECOND HAND KASTAMONU FATİH KÖSE
YORUM YAP
E-mail adresiniz yayınlanmayacaktır.