HDP KİME HELAL KİME HARAM?
Gündem
20 Kasım 2020
1
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Tayyip Erdoğan hazırladığı Kürt Raporunda " Bu gün ' Doğu ' veya ' Güneydoğu Sorunu ' olarak adlandırılan sorun aslında bir ' KÜRT SORUNU ' dur, bu bölgeler , tarihin en eski devirlerinde ' KÜRDİSTAN ' olarak adlandırılan coğrafyanın içinde yer alan bölgelerdir." deniyordu.
Bir ara " İLERİ DEMOKRASİ ve USTALIK DÖNEMİ " olduğu söylenen 2020 li yıllarda bile seçimlere girmelerinde yasal engel görülmeyen ama seçilince haklarında herhangi bir soruşturma, kesinleşmiş yargı kararı olmadığı halde görevden alınıp yerlerine kayyum atanan HDP'lilerin söylemlerini bile çok aşan ifadeler dönemin Refah partili İstanbul Belediye Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Kürt Raporunda vardı.
http://www.gazetevatan.com/erdogan-in-16-yil-once-erbakan-a-verdigi-kurt-raporu-153885-gundem/
* * *
Yıllar geçti, AK Parti kuruldu ve ilk seçimde Türkiye Partisi oldu. Kürtlerden, Alevilerden, Sosyal Demokratlardan, Ülkücülerden, Liberallerden de oy alıp " MERKEZ " in kapısını çalmıştı.
( Bakınız Şerif Mardin'in Türk Siyasasını Açıklayabilecek Anahtar : Merkez-Çevre İlişkileri )
Alevi, Kürt çalıştayları, reformlar derken Türkiye Cumhuriyetinin en zor sorununa el atma cesaretini göstermişti. Çözüm sürecine girilmiş , Diyarbakır'da Barzani Kürdistan Bölgesel Yönetimi Lideri olarak ağırlanmış, İbrahim Tatlıses ve Şivan Perver ile beraber " Megri, Megri" türküsü söylenmiş, Başbakan Erdoğan " Bu daha başlangıç." demişti.
Aslında CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'dan tutun Mesut Yılmaz'a, Turgut Özal'dan tutun Süleyman Demirel'e kadar devleti ve milleti tanıyan, bilen ve fakat bir türlü " İKTİDAR " oldukları halde " MUKTEDİR " olamamalarından sebep bir türlü adım atamadıkları netameli ve riskli konuları Erdoğan ve Ak Parti cesaretle ele almıştı.
( Bakınız SHP'nin Kürt Raporu için https://birikimdergisi.com/guncel/452/shp-nin-kurt-raporu )
Kasımpaşalı Erdoğan vesayetleri kıra kıra "ÇEVREDEN MERKEZE" doğru yürüyordu. Kimsenin cesaret dahi edemediği alanlarda top sürüyor ve tabiki HDP ile ilişki AK Parti ve Erdoğan'a " HELAL" idi.
2009 yılında partilerinin Belediye Başkanları göz altına alınınca " Meşenin dalları nerenize battı! " diye Erdoğan'a rest çeken Diyarbakır Belediye Başkanı Osman Baydemir, 2015 yılında hemen hemen hepsi içeride olan HDP'li siyasetçilerle beraber Erdoğan'ı Diyarbakır'da ağırlıyordu.
Selahaddin Demirtaş 2015 yılında HDP Eş başkanı olarak hükumete 10 maddelik taslak önerdi. İçerisinde YENİ ANAYASA önerisi de yer alıyordu. O yıllarda HDP ile YENİ ANAYASA üzerinde çalışılacağını anlaşma taslağına yazmak " HELAL " idi.
Akil adamlar il il geziyor, Dolmabahçe Sarayında Sırrı Süreyya Önder Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan'ın hemen yanında çözüm süreci ile ilgili on maddeyi okuyordu. HDP ile görüşmenin, anlaşmanın, protokol yapmanın " HELAL " olduğu yıllardı.
Gaziler madalyalarını iade ediyor, şehit aileleri hükumeti protesto ediyordu. Şehit cenazelerinde AK Partinin çelenkleri parçalanıyor, bakanlar yuhalanıyordu.
PKK silah bırakmadı, şehirlere yığınak yaptı. Halktan haraç kesmeye başladı. Çözüm sürecini umutla karşılayan bölge halkı PKK' dan " İllallah" demişti. Nitekim çözüm süreci bitti. Çukur operasyonları ile yedi yüzün üzerinde yetişmiş güvenlik görevlisini şehit vererek PKK'yı şehirlerden söküp attık.
* * *
Yıllar geçti. AK parti MHP ile birlikte hükümet sistemini değiştirdi ve Cumhur İttifakını kurdu. 1991 yılında Kürt Raporunu yazan 2005 te Çözüm Sürecini planlayan bu plan çerçevesinde aponun mektubunu Diyarbakır'da okutan, HDP ile Dolmabahçe'de protokol imzalayan AK parti artık " MERKEZE " oturmuştu.
Artık ne hakkında kapatma davası açan yargı, ne internetten E-Muhtıra yayınlayan Genel Kurmay engeli yoktu ama Ak Parti HDP defterini kapatmış, çözüm sürecini çöp tenekesine atmıştı.
AK Parti ve MHP ittifakı devletin yerini almıştı. Ülkede " BEKA " sorunu vardı ve bu sorunu çözmenin tek yolu Cumhur İttifakının iş başında olmasıydı. Bu ittifaka siyasi yollarla muhalefet edenler " BEKA DÜŞMANI FETÖ-PKK ve DIŞ GÜÇLER " ile ittifak halinde idi. HDP'nin " HELAL" olduğu yıllar bitmiş, " HARAM" olduğu yıllar başlamıştı.
Artık şehit cenazelerinde halk Erdoğan'ın ifadesi ile " Bay Kemal dışarı!" diye bağırarak Ana muhalefet Partisini linç ediyordu.
" Kemal Kılıçdaroğlu'na kalkan mübarek el " diye o eller öpülüyor, Cumhurbaşkanı Erdoğan Kılıçdaroğluna geçmiş olsun dileğinde bulunmuyor, cenazeye gitmesini eleştiriyordu. Türkiye'nin Ana muhalefet Partisi liderini PKK ile eşleştirmek CHP'yi halk nezdinde itibarsızlaştırmaya yarıyordu.
HDP meclisteydi, devletten para alıyor, HDP'li vekiller meclis başkan vekili oluyor, komisyonlarda bütün partilerle çalışıyordu. Mecliste Pervin Buldan meclis Başkan vekili olarak meclisi yönetiyor diye Cumhurbaşkanı Erdoğan meclisi terk ediyordu. Bütün bunlara rağmen HDP'nin üzerine kurumsal olarak gidilmiyordu. Resmi, yasal, legal bir parti olduğu ve bu konu aleyhinde bir çalışma yapılmadığı halde lafzen kanun dışı ilan ediliyordu. Kanunen ilişki içinde , lafzen ilişki kurulmuyormuş gibi davranılıyordu.
Devletin, yasaların tanıdığı, bütçeden para alan HDP' nin Yerel Seçimlerde aday çıkarmayarak dolaylı yoldan Millet İttifakını desteklemesi Cumhur İttifakının hesaplarını bozmuştu. HDP ile ilişki kurmanın " HARAM " olduğu yıllara gelmiştik.
* * *
AK Parti Yerel seçimlerde İstanbul'a karargah kurmuş bütün ağır topları ile seçimlere asılıyordu.
İç İşleri Bakanı Süleyman Soylu kendilerinin yanında olmayan bütün partileri HDP VE PKK ile iş birliği yapmakla suçluyor, konuşmasına itiraz eden Saadet partili Yönetici apar topar gözaltına alınıyordu. Seçim çalışması yapan Saadet Partililer bazen " PKK lılarla anlaşma yaptılar" diye darp ediliyordu.
Süleyman Soylu'ya bu mitingde itiraz eden bazı Saadet Partililer göz altına alınmış, Süleyman Soylu'nun bu iddialarını doğru kabul eden bazıları İstanbul'da Saadet Partilileri terörist ilan edip, darp etmişti. Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu'nun pasaportuna engellemeler çıkartılmıştı.
İstanbulda 100 bin oyu olan Saadet Partilileri PKK'lı olmakla suçlayan Soylu Milli Görüşçüleri kazanmak yerine Millet İttifakına itmiş, AK Parti Belediye Başkan Adayı Binali Yıldırım'ın HDP lilerin oyunu da istiyoruz diyerek Saadet Partililerden özür dilemesi de giden Belediye Başkanlığı geri getirmeye yetmemişti.
İstanbul Seçimleri bir " BEKA " meselesi idi. Mutlaka kazanılması gerekiyordu. HDP aday çıkarmamış, HDP oyları büyük oranda CHP adayına doğru gidecekti.
Fakat HDP'lilerin oyları Millet İttifakına "HARAM" , Cumhur ittifakına "HELAL" idi. Bunu daha iyi anlatmak için aponun mektubu televizyonlarda okundu ve kırmızı bültenle aranan aponun kardeşi, TURKUAZ MEDYANIN KANALI A HABER de röportaj verdi.
Cumhur İttifakının ortağı MHP'nin Genel Başkanı Devlet Bahçeli yaptığı yazılı açıklamada Öcalan'ın mesajını " HDP'nin istismarına müdahale " olarak yorumladı. Şimdi artık HDP muhalefete "HARAM", Öcalan kardeşler iktidara "HELAL" idi.
Süleyman Soylu seçim sath-ı mahallinde HDP den aday olanları ikaz ediyor, gerekirse haklarında işlem yapacağını söylüyordu. Güneydoğu'da HDP'den istifa edip AK partiye geçen olursa sorun olmuyor, Saadet Partisine geçiş olunca " TERÖR İTTİFAKI" diye suçlamalarda bulunuluyordu. HDP li transferi AK Parti'ye " HELAL" , Saadet Partisi'ne " HARAM" idi.
2020 Kasımında AK Partinin ADALET-İNSAN HAKLARI-ÖZGÜRLÜK gibi konularda somut adımlar atacağı söylentisi ve beklentisi vardı. Haklarında sübut bulmuş bir suç olmamasına ve hatta bazılarının iddianamelerinin açıklanmamasına rağmen tutuklu bulunan Ahmet Altan, Selahattin Demirtaş ve Osman Kavala'nın tahliye olacakları konuşuluyordu. Olmadı.
Cumhurbaşkanlığı Yüksek İstişare Kurulu Üyesi Bülent Arınç, HABERTÜRK te yaptığı konuşmada bu kişilerin dosyalarına baktığını tahliye edilmeleri gerektiğini söyledi. Damat Berat Bey ve kardeşinin yönetimindeki TURKUAZ Medyadan, Melih Gökçek'ten ve 1991'de Kürt Raporunu hazırlayan isimlerden eski HEP'li Metin Metiner'den Bülent Arınç'ı ihanetle suçlayan açıklamalar geldi.
Millet İttifakı diğer partilerle birlikte altılı masaya evrildi. Ak parti çevrelerinden sürekli "Masanın yedinci ayağı HDP" açıklamaları geldi. Altılı masanın içerisinde en milliyetçi damara sahip olan İYİ Parti bile HDP ile beraber olmakla suçlandı. HDP sol partilerle üçüncü bir ittifakı kursa bile bu suçlamalar devam etti.
AK Parti yıllardır bayram ziyaretlerinde HDP'yi ziyaret etmiyor, davet etmiyor, hatta Gelecek Partisi ve Deva Partisi'ni de sakıncalılar listesine ekleyerek cephesini genişletiyordu. Cumhur ittifakının ortağı Bahçeli Ahmet Davutoğlu'nu "SEROK AHMET" diyerek suçluyor, Diyarbakır Mitinginde "SEROK ERDOĞAN" diyenleri nedense duymuyordu.
2022 Kasım ayında AK Parti yetkilileri Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın 'HDP eşittir PKK' dediği HDP ile görüştü. Bu ziyaret AK Partinin uzun zamandır kullandığı dilin tam aksine bir davranıştı. Altılı masayı oluşturan partilerin liderlerini HDP ile görüştüğü için suçlayan MHP lideri Bahçeli, HDP ziyaretini AK Parti yapınca olağan karşıladı.
Sözün özü sevgili okurlar, HDP kime "HELAL" kime "HARAM" durduğunuz yere göre değişiyor. Bana ilkeleri savunmak, durumları kişilere göre yorumlamamak en doğrusu gibi geliyor.
Adalet devletin dini ise , bütün vatandaşların hukukuna her kim olursa olsun saygı göstermeliyiz. Bu saygının gösterilmesi ve hakkın teslim edilmesi devletimizin ve ülkemizin BEKA'sı için en büyük hizmet olacaktır.
Desteklediğimiz siyasetçiler büyük virajlar almak zorunda kalabilirler. Bu alınan virajlarda savrulmamak için dikkatli olmalıyız. Savrulma yaşamamak için bindirilmiş kıtalarda yürüyen kurşun asker gibi davranmamalı, her elimize tutulan her önümüze sunulana hoparlör olmamalıyız. Partileri, liderleri seviyoruz diye farklı düşüncedeki insanlara hakaret edip, suçladığımız konuları kendi partimiz yaparsa susup oturmamalıyız.
FATİH KÖSE
Diğer yazılar için tıklayınız...
ETİKETLER: AK PARTİ CUMHUR İTTİFAKI DEMOKRASİ HDP
1 YORUM
-
Emin Eğri
AKP dediğimiz parti, yağmur yağarken bile bir bardak su vermeyecek kadar gaddar ve bencildir. Bunların cilalı sözlerinin hepsi oy tahvil amacına yöneliktir. Muhalefet mi?.. O da, topluma güven vermediğinden millet şaşkındır! Kılıçtaroğlu acil istifa etse siyasetin iklimi değişecektir. Çünkü CHP de müthiş değerler var.
22 Kasım 2020 14:17
YORUM YAP
E-mail adresiniz yayınlanmayacaktır.