BİR TIRIVIRI Hikayesi 28.12.2017
Fatih Köse
15 Ekim 2020
1
48 STK’dan oluşan Milli İrade Platformunun dönem sözcülüğü şahsıma tevdi edilmişti. İlk toplantımızda arkadaşlarımızın da desteği ve isteği ile bundan böyle Milli İrade Platformu olarak ilimiz sorunlarının çözümüne katkı verecektik.
TEKDER'in 2011 yılında gerçekleştirdiği demiryolu paneli ile oluşan bilgiler ışığında demiryolunun hemen inşaatı mümkün olmasa bile en azından fizibilitesinin yapılmasını gündeme getirip Sayın Cumhurbaşkanımıza arz edilmek üzere Sayın Valimize rapor sunalım düşüncesi kabul görmüştü.
2011 yılında Kastamonu Üniversitesinde yapılan sempozyumda Devlet Planlama Teşkilatı Uzmanı ve Türkiye’nin 2023 Vizyon Yatırım Programını hazırlayan ekibin içinde bulunan Kastamonulu hemşehrimiz Mete Orer’den Türkiye’nin Kuzey-Güney bağlantısını yüksek standartlı 4 yol ile kuracağını, bunlardan birinin İnebolu-Mersin Yolu olduğunu, 2023 yılına kadar tünelin ve İnebolu-Kastamonu yolunun yapılacağını dinlemiş idik.
Orer, özetle “Eğer Kastamonu bastırır ve isterse 2023 Yatırım Programına Havza Karabük arasını (Havza- Taşköprü-Kastamonu-Araç-Karabük) ya da Çankırı-İnebolu hattına bir demiryolu bağlantısı sağlanabilir. Eğer bu başırılırsa yatırımcılar bu lojistik avantaj sebebi ile koşarak Kastamonuya gelir " demişti.
Milli İrade Platformu Dönem Sözcüsü olarak açıklamayı ben yapacaktım.
Kastamonudaki siyasetçilerin henüz STK’ların memleket lehine siyasette yardımcı bir araç olduğu gerçeğini yeteri kadar anlamaktan uzak oldukları için hedef tahtası olabileceğimizi söyleyerek herkesin bu işin arkasında olup olmadığını bizzat sordum.
Arkadaşlarımız Sivil Toplum Kuruluşu olduğumuzu, bir istekte bulunmanın suç olmadığını, Sivil Toplumun bu tür önerileri siyasetçilerin elini güçlendireceğini, STK’ları arkalarına alarak yukarıya talepleri daha güçlü sunabileceklerini, memleket için bizleri de kullanmaları gerekiyorsa kullanmalarının yerinde olacağını söylediler. Hatta hepsi istisnasız imza atarak basın açıklamasının arkasında durdular.
İstişare böyle idi biz de uyduk.
Basın açıklamasından bir gün önce Sayın Valimizi ziyaret ederek " Bizler 48 STK olarak demiryolu ile ilgili yarın bir basın açıklaması yaparak demiryolunun inşaatını, mümkün değilse muhtemel hatların fizibilitesinin yapılması talebi ile Sayın Cumhurbaşkanımıza arz edilmek üzere size bir rapor sunmak istiyoruz” dedik.
Sayın Valimiz bize STK olduğumuzu, elbette görüş ve düşüncelerimizi açıklayabileceğimizi ve fakat çok daha acil olarak gördüğü bazı projeleri Cumhurbaşkanımıza sunmayı düşündüğünü, şu sıralar bu projeyi arz edemeyeceğini kibarca bize izah etti.
Kararına saygı duyarak kendisinin yanından yine de memnun ayrıldık. Zira “Size ne oluyor, siz ne anlarsınız, nereden çıkardınız?!” gibi bir tavrı olmadı.
Bir devlet adamı olarak hem bizim hem de kendisinin yerini çok yerinde tespit etmişti.
Bizim vazifemiz ise her şeye rağmen karar verdiğimiz gibi basın açıklamasını yaparak bir sinerji başlatmak ve ilimiz için talepte bulunmaktı.
28 Aralık 2017 tarihindeki basın açıklamamız, Cumhurbaşkanımıza, Hükümete, Valimize, Milletvekillerimize teşekkür ile başlıyor, ilimizin herkesçe bilinen sorunlarından birer cümle ile bahsediyor ve fakat siyasetçilerimizin bu sorunları takip ettiğini bildiğimizi ve teşekkürlerimizi ilân ediyordu.
Herhangi bir tahkir,suçlama yoktu. Bilakis yapılanlara teşekkür, yapılması gerekenler konusunda düşüncelerimizi ortaya koyan gayet üsturuplu, edepli ve yerinde bir açıklamaydı.
Açıklamanın sonunda ise demiryolu isteği ile ilgili gerekçelerimiz ve yapılması mümkün değilse bile en azından 2023 yılına kadar fizibilite çalışmasının yapılması o da mümkün değilse daha önce TEKDER’in KUZKA’ya sunduğu ama reddedilen fizibilite çalışması için kaynak verilmesi talep ediliyordu.
http://www.kastamonugazetesi.com.tr/istek-ve-beklenti-paketi/
Açıklamamızdan hemen sonra Kastamonunun Sayın Milletvekilleri bizi bir toplantıda bir araya getirerek tek tek tebrik etti.
" Sivil Toplum Kuruluşlarının memleket meselelerinin çözümünde ne kadar önemli olduğunu biliyoruz. Diğer birçok ilin milletvekilleri şehirlerinin sorunlarını arkasına STK'ları alarak çözüyor.STK'lar onların itici gücü oluyor. Yukarıya " Şehrin dinamikleri bastırıyor." denilmesine vesile oluyor. Biz de memnuniyetle bu isteklerin takipçisi olacağız. Şehrin sorunları ile dertlenmeniz, emek vermeniz, araştırmalar yapmanız, çözümler önermeniz arayıp bulamadığımız bir değer. Bundan sonra da her konuda desteklerinizi, fikirlerinizi ve önerilerinizi bekliyoruz. Sayın Cumhurbaşkanımız ilimize gelince bu konuyu hep beraber gündeme getirelim" dediler.
Şaka şaka! Elbette öyle bir şey olmadı!
http://www.kastamonugazetesi.com.tr/tam-kadro-icraat-raporu/
Kendisi milletvekili olmadan yani Kastamonunun yolunu dahi bilmeden önce Yatırım Programına alınan İnebolu-Kastamonu yolunun önünde en ufak emeği olmamasına rağmen baret ile poz veren arkadaşımız “Son zamanlarda Kastamonu’da siyasetle alakası olmayan kişilerin basına demeç vererek Kastamonu’nun sorunlarına çözüm üretmeye çalıştıklarını görüyoruz. ‘Kastamonu’yla ilgili talepleri ilettik, ileteceğiz’ şeklinde açıklamalar yapıyorlar. Radyolarda yorumlara giriyorlar. Bu hiç doğru bir şey değil. Kastamonu’nun dertleriyle, problemleriyle ilgilenen başta belediye başkanı, milletvekilleri, il başkanı var. ...." ile başlayan adeta " Bir proje yapılırsa biz yaparız, bir şey istenecekse biz isteriz." mealindeki efelenmesi ile 48 STK yı elinin tersi ile itiverdi.
Vekil olduğu günün ertesinde kendisine demiryolu meselesini anlattığım, STK'lar olarak memleket meselelerinin çözümünde emrinizdeyiz dediğim ama ne hikmetse bu konuda en ufak bir adım atmayan arkadaş daha ne dediğimizi bile dinlemeden, açıklamayı okumadan ve tabi anlamadan ağzına geleni boca ediverdi.
Hayatı bir "ŞEY" olmak üzere kurulu, egosu yüksek, bir " ŞEY" olmadığı zamanlar sağa sola zarar veren, ben merkezli insanların bu şehre hizmetten çok egosuna hizmet derdinde olduğunu görmüş olduk.
Diğer ak saçlı büyüğümüz ise " Ben zaten bunlara gülüp geçiyorum, ciddiyeti yok. .......... Onun dışında ‘ben platform kurdum’ gibi şeyler tırıvırıdır." diyerek talebesinin bocasına tuz biber ekmekte bir mani görmüyordu.
Bu iyi niyetli ve etik olmayan yaklaşım karşısında 48 STK temsilcisi bir araya gelerek aşağıdaki BASIN BİLDİRİSİ ni kamuoyu ile paylaştık.
KASTAMONU MİLLİ İRADE PLATFORMU BASIN BİLDİRİSİ
Yerel Basın üzerinden yapılan talihsiz açıklamalarla Sivil Toplum Kuruluşlarının çalışmalarını görmezlikten gelip küçümseyen, varlığını hiçe sayan kişilere;
Sivil Toplum Kuruluşu nedir? Milli İrade Platformu 81 ilde neden vardır? Ne İş Yapar ? gibi konularla ilgili bilgilendirme yapmayı gereksiz görüyoruz. Milli İrade Platformu olarak, bugüne kadar yaptığımız gibi halkın sesine kulak vermeye, üyelerimizin ve gönüllülerimizin iradesini temsil etmeye, ülkemizin 2023, 2053, 2071 hedeflerine ulaşması için dün olduğu gibi bu gün ve yarın da çalışmaya devam edeceğiz. Memleket için düşünmek, üretmek, çalışmak, devletten talepte bulunmak herkesin haddinedir hakkıdır. Sıfat,hak,had dağıtmak kimsenin tekelinde değildir. 8 Ocak Pazartesi Günü basında yer aldığı gibi Sivil Toplum Kuruluşlarına “TIRIVIRI” diyen açıklamalarla meşgul olacak vaktimiz yoktur. Kamuoyuna Saygı ile Duyurulur.
Bir Sivil Toplum Kuruluşu temsilcisi ve bu şehirde yaşayan bir "hancı" olarak " yolcuların" telkinleri ile geri adım atmayıp doğru ve yerinde bir talebin usüllü, üsluplu bir sözcüsü oldum.
İstişaresiz, fevri hiç bir adım atmadım.Bana bu fırsatı veren arkadaşlarıma teşekkür ediyorum.
Vicdanım çok rahat. Yine olsa yine yaparım.
Kastamonumuzun " Eski Türkiye" nin " Eski Siyaset Anlayışı" ndan kurtulması duası ile...
Bir TIRIVIRI hikayesi okudunuz.....
FATİH KÖSE
Diğer yazılar için tıklayınız...
ETİKETLER: MİLLİ İRADE PLATFORMU FATİH KÖSE TIRIVIRI KASTAMONU AK PARTİ HAKKI KÖYLÜ MURAT DEMİR
1 YORUM
-
Hüseyin ALDI
Son yıllarda İlimizin bir çok konuda yeterli ilerleme kaydedilememesinin nedenlerinin başında geliyor, sivil toplum kuruluşlarının konularının dışında tutulması. Son dönemde sadece bazı sendikalar yönetişimde söz sahibi olabiliyor, onlar da sendikal bencillikle hareket edip, diğer rakip sendikaları etkisizleştirme çabasına giriyorlar, o zaman da faydasından çok zararı dokunuyor. Kastamonu özelinde bu konuları ele alıp, biraz daha geliştirmeliyiz. Sivil toplum-siyaset ilişkileri daha sağlıklı olursa, toplumsal barış ve işbirliği de o ölçüde sağlıklı olur. Yukarıda hicvedilen fıkramsı olayların bir daha yaşanmaması için asıl aktör olan siyaset kurumlarının buna daha çok dikkat etmesi gerekir. Bir memleketin meselelerinin çözümünü sadece siyasete yüklemek, onlara da haksızlık olur. Sorun nasıl herkesin sorunu haline geliyorsa, herkesin de çözümün bir parçası olması gerektiği gerçeğini de göz ardı etmemek gerekir. Bu güzel yazı için de tebrik ederim.
16 Ekim 2020 10:39
FATİH KÖSE
Katkınız için teşekkürler.
16 Ekim 2020 16:21
YORUM YAP
E-mail adresiniz yayınlanmayacaktır.