Daha İyisi Mümkün Kastamonu
BİZİMKİ ile ÖTEKİ

BİZİMKİ ile ÖTEKİ

Fatih Köse

16 Ekim 2020

0

;

GÜZEL SÖZ

“Bir yerdeki yok nağmeni takdir edecek gûş Tazyî-i nefes eyleme tebdîl-i makam et”   Ziya Paşa

Geç otur hele! İki laf edelim baş başa. Anlat bakalım. Bu gidiş nereye?!.

Saçlarına kar düşmüş, yaşlanmış bir çocuk gibiydi. Gâfil! Hiç ölmeyecekmiş gibi şakırdıyordu. Ne kadar da hayat doluydu. Daha akıllanmamıştı. Kış görmemiş Ağustos böceği gibi gözlerinin içi gülüyor, yerinde duramıyordu. Dert, gam, tasa sokağına hiç girmemişti besbelli.

Kim olacak?! Nefsimdi. Başka kime ne söyleyebilirdim ki?!

*  *  *

- Bak! Şu kısacık hayatımızda bir yol tutturmuş gidiyoruz. İmtihanda olduğumuzu, soruların iyilik, doğruluk, kul hakkı, sevgi, kardeşlik, diğerkâmlık, kadirşinaslıktan çıkacağını biliyoruz. Öyle değil mi?

Proje ödevimiz; Elinden, dilinden, belinden kimsenin zarar görmediği, kimseye zararı dokunmayan, hayır duası almış, güler yüzlü, selamı yayan, düşkünlerin elinden tutan, eşi, evladı ve başkaları için de yaşayan iyiliği yayıp, kötülüğü azaltan bir KUL Prototipi yapmak. Anlaştık mı?

- Eeee?!

- Hem dünyayı kurtarmak, çok büyük adam olmak, desinler diye uçmak, kaçmak gibi çakma kahramanlıklara puan yok ötede. Kişi önce kocaman bir " HİÇ " olduğunu anlayacak. Süremiz iki ezan arası. Fazla vaktimiz yok. Tek bir sıkıntımız var. " BİZİMKİ ve ÖTEKİ " lere uyup ta sınavı unutmak gibi.

*  *  *

Bilmem belki siz de konuşursunuz nefsinizle? Ben konuştum. Dedim ki nefsime;

- İnsanlara bak! Sevdiğimizi ölesiye seviyor, kızdığımıza ölümüne kızıyoruz. Uçlardayız hep. Ortalara gelemiyoruz. ‘Ya hep ya hiç ’tarzımız bizim. Atıyoruz kapağı bir derneğe, vakfa, sendikaya, partiye, -izm’e, cemaat ya da tarikata. Unutuyoruz sınavı. Sanki "ÖTEKİ" Allah’ın kulu değilmiş, bizden başka kulu yokmuş gibi!

Sahiplendiysek eğer, hayatımızın anlamı hâline getiriyor, onsuz nefes alamıyor, o yapının başındaki beşere koşulsuz tâbi oluyoruz. O artık " BİZİMKİ ", O’nun dışındakiler " ÖTEKİ " oluveriyor. Hatalarımızı görmezden geliyor ne pahasına olursa olsun hep alkışlıyor hep hayra yorup yüceltiyor, bir bildikleri vardır mutlaka diyoruz. İçeri girerken aklımızı, sözümüzü, fikrimizi emanete bırakıyoruz. Farkında mısın?

- Eee N’olmuş yani?

- Sınavı unutuyoruz Hacı! Sana söylüyorum. Sınavı kaybediyoruz! BİZİMKİLERİN vagonuna biniyor, elimize verilen flamayı sallayıp kullanışlı bir hoparlör oluyoruz. Soru sormaktan anlamaya çalışmaktan, anlatmaktan, yanlışa dur demekten vaz geçip mekanizmanın kullanışlı bir dişlisi olmayı tercih ediyoruz. Ne söyleyeceğimiz, nerede duracağımız, nerede koşacağımız bize söyleniyor. ÖTEKİ’ne en çok bağıran, onunla en çok kavga eden, en güzel kapak yapan, iftirada sınır tanımayan, kaşları çatık, tuttuğunu koparan kullanışlı bir üye, teşkilat-örgüt mensubu oluyoruz.

- BİZİM bir idealimiz/mefkuremiz/hedefimiz/davamız var!

- Sınav bitiyor Hacı! Bak hemen yanı başımızda çocuklarımız bizden çok uzakta büyüyor. Gözleri gözümüzü, başı avucumuzu arıyor. Onlara sarılmaya, “Nasılsın evladım? Ne kadar da büyümüşsün!” demeye vakit bulamıyoruz. Bırak dünyaları kurtarmayı! Gece yarılarına kadar toplantılarda ÖTEKİ’ne bilenip eşin ve çocukların uyuduktan sonra eve girmeyi. Bırak kul hakkına girmeyi, senden farklı olanları ötekileştirmeyi. İnanmadığın, aklının kesmediği şeylere sırf vazifelisin diye insanları çağırmaktan vaz geç. Dünyayı kurtarmak, insanlara hizmet etmek mi istiyorsun?! Çocuklarına iyi bir baba, ailene iyi bir eş ol. O zaman sen dünyanın en büyük insanı olacaksın.

- Nasıl olacak o iş?

- Zerefşân’ın dediği gibi.

Feth et Ahmed gibi kalbin Kâbesin sen şevk ile

Diyerek “Hak geldi, bâtıl oldu zâil”, aşk ile.

Kalbe yığdın nice put, nefsine dâim uyarak.

Cümlesin yık bir bir, ol tevhidasâsın vurarak.

 

FATİH KÖSE

 

 



Diğer yazılar için tıklayınız...

ETİKETLER: zerefşan siyaset hırs FATİH KÖSE

YORUM YAP

E-mail adresiniz yayınlanmayacaktır.

DİĞER İÇERİKLER

X